Worldlog Hafta 22 – 2012
Geçen hafta, mecliste hesap tartıṣması vardı. Her yıl mayıs ayının üçüncü haftasında yapılan bu tartıṣmada, kabinenin geçen bir yıldaki politikası konuá¹£ulur. Rutte hükumeti düá¹£tüÄŸü için konu daha çok onun politikası deÄŸil, Kunduz anlaá¹£masından çıkan tasarruf planları konuá¹£uldu. Ancak, özellikle ESM sözleá¹£mesi ve Avrupa’daki diÄŸer geliá¹£meler, tartıṣmaya gölge düá¹£ürdü. (Kunduz anlaá¹£ması ve ESM sözleá¹£mesi ile ilgili ayrıntılı bilgi geçen haftaki yazımda bulabilirsiniz.)
Aá¹£ağıda, müzakereye katkılarımdan kısa bir bölüm okuyabilirsiniz:
Bu müzakere, insanların kendilerini huzursuz hissettikleri bir dönemde olmuá¹£tur. Insanlar kendilerini güvende hissetmiyorlar artık. Bankalara itimat azaldı, para birimi, iá¹£ güvencesi, ipotek garantisi yok ve de en önemlisi gelecekten umut yok. Güvence sarsılıyor. Avroya geçilirken, 17 ülkenin politikalarının birleá¹£tirilmesi sonucunda ekonomik büyüme ve refah düzeyinin artacağı hayallerinden kendileri de artık emin deÄŸiller. O yüzden biz bilinçli olmak zorundayız. Halkın, yönetime olan inancı dibe vurmuá¹£tur. Bu güvenin geri kazanılması için kurlar tekrardan ayarlanmalı. (DING FLOF BIPS, avro kullanılan ülkelerin baá¹£ harflerinden oluá¹£turulan kısaltma)
Sürekli söylenen bir söz var ki, o da á¹£imdi yapılacak hiçbir á¹£ey gelecekte çocuklarımıza mal etmemeliyiz ama á¹£u anda yapılan ve geçmiá¹£te de hep yapılmıṣ olan budur. Ancak paraya olan aṣırı açlığımız, daha çok lüks yaá¹£am ve kısa vadeli ihtiyaçlarımızı gidermek amacıyla gereÄŸinden 6 kat fazla yer iá¹£gal ediyoruz dünyada. Bunu, açık büfenin önünde sırada durup ve dört tabağı doldurmaya çalıṣıyormuá¹£uz gibi düá¹£ünün. Sıranın arkasındakilerin açlıktan ölebileceklerini bildiÄŸimiz halde bunu yapıyoruz. Aynı zamanda müzakerede birbirimize á¹£unu diyoruz; bunun hesabını çocuklarımıza ödetmemeliyiz. Bu teorem ne kadar gerçekçi? Kelimenin tam anlamıyla asosyal davranıyoruz ve bunu güzel kelimelerle örtbas etmeye çalıṣıyoruz. Gelecek kuá¹£aklara daha yaá¹£anılır bir dünya bırakmak adına çok az á¹£ey yapıyoruz.
Son olarak sorum varolan sistemi eleá¹£tiren herkese: ne istiyorsun? Dünya çapında dizginsiz ekonominin sonuna geldiÄŸimizin farkına varmalıyız artık. Dünyanın bize sunduÄŸundan daha fazla büyüyemeyiz. Geriye dönmeliyiz, yeá¹£illendirmeye ve sürdürebilirliÄŸe daha akıllıca yatırımlar yapmalıyız. Yaptıklarımızın olumsuz etkilerinin hesabını ödemeliyiz. Kirleten ödemeli. Yapabileceklerimizin olumlu etkileri, mesela organik tarım ve yeniden kullanım özellikle á¹£imdiden teá¹£vik edilmeli. Çevreye zarar veren çalıṣmaların maddi olarak desteklenmesine acilen son verilmeli. Bazı olumsuz üretim á¹£ekillerinin olumsuz etkileri, mesela sera gazı emisyonlarının, biyolojik çeá¹£itliliÄŸe verilen zararların, doÄŸanın katledilmesi ve doÄŸal kaynakların boá¹£a harcanmasının bir bedeli olmalı. Bu bedel, üretici tarafından en nihayetinde de tüketici tarafından ödenmektedir. Bu kriz bir dönüm noktası olmalı.
Afrika ‘nın Sahel bölgesinin acil yardıma ihtiyacı var(Burkina Faso en Tsjaad). Kuraklık, gittikçe artan gıda yetersizliÄŸine sebep olmaktadır. Buradan neden yardıma ihtiyaç duyduklarını görebilirsiniz: Sahel’deki açlıkla ilgili çok etkileyici fotoÄŸraflar.
The Financial Times, Yunanistan’ın avrodan çıkması ile ilgili bir ‘’karar aÄŸacı’’ hazırladı. The Financial Times’in websitesine Günün GrafiÄŸi: Grexit Karar AÄŸacına bakabilirsiniz.
Okumak icin güzel bir makale: Bill Gates bitki yemenin neden iyi olduÄŸunu açıklıyor!
Haftaya görüá¹£mek üzere, Marianne